Singapur Nasıl Zengin Oldu? Asya Kaplanlarının Hikâyesi
Giriş
1960-1990 yılları arasında, Asya kıtasında büyüme oranları ile Avrupa’ya ve diğer ülkelere parmak ısırtan yeni rakipler ortaya çıktı. Bunlar: Güney Kore, Hong Kong, Tayvan ve Singapur’du. Özellikle Ortadoğu ülkeleri enflasyon baskısı ile boğuşurken 20. Yüzyılın ortalarında “Asya Kaplanları” olarak nitelendirmeye başlanılan dört ülke iştahlı ve sarsıcı bir biçimde sürekli artan büyümeyi, ülkenin manzarasını birdenbire değiştirip sıçramayı sağlarken nasıl bir yöntem izledi, bunu nasıl başardı? Özel bir örnek olarak Singapur nasıl zengin oldu?
Eğitim Modeli
Singapur örneğinden ilerleyecek olursak, son yıllarda yapılan PISA, TIMMS ve PIRLS gibi uluslararası öğrenci değerlendirme sınavlarında elde ettiği başarılarla dikkatleri üzerine çeken bir ülkedir. Nitelikli genç işgücü oluşturmak isteyen, ekseriyetle gelişmekte olan ülkeler için eğitim probleminin çözümünde Singapur modeli emsal bir sistemdir ve öne çıkmaktadır. Bu başarıların ardında ise 1960’lı yıllarda başlayan kapsamlı bir eğitim reformu yatmaktadır.
Jeopolitik konumundan dolayı doğal kaynakları oldukça sınırlı olan Singapur’da yegâne kaynak insandır ve ekonominin itici gücünü insan oluşturmaktır. Eğitim de işgücü, araştırma ve inovatif gelişme yolunda ana görevi üstlenmektedir. Singapur’da eğitim -zorunlu olmamakla beraber- ana sınıflarında başlar. Ailelerin ana sınıfı talebi neredeyse %100 oranında olduğundan ülkede yaygın bir okul öncesi eğitimi vardır. Daha sonra öğrenciler 6 yıl birinci kademe, 4 yıl da ikinci kademe olmak üzere 10 yıllık zorunlu eğitime tabi tutulurlar. Singapur’da üniversite öncesi eğitim; teknik eğitim enstitüleri, politeknikler, kolejler ve merkezileşmiş enstitüler aracılığıyla verilmektedir. Çeşitli temel bilim alanında verilen bu eğitimle birlikte ülkede ihtiyaç duyulana her alana yerli ve nitelikli eleman yetiştirilmektedir. Ülkede bulunan 5 üniversitenin de giriş şartlarının azami seviyede zor olması, öğrencilerin kendilerinde ivedilikle bir potansiyel görmelerini ve o alanda yetişmelerini baskılamaktadır. Özellikle 1979 yılında yapılan reformlarla birlikte eğitimde kalitenin arttırılması ve okuldan ayrılmaların asgari düzeye indirilmesi amaçlanmış, ülkenin sosyolojik yapısına muvafık bir müfredat hazırlanması kararlaştırılmıştır.
Modelin dinamiklerini oluşturan bir diğer önemli esas da programı işletip uygulamaya koyan öğretmen istihdamıdır. Atılımın başladığı ilk yıllardan itibaren eğitimin icracısı öğretmenlik mesleğinin statüsünü yükseltmeye yönelik yapılan politikalar, alan bilgisi ve deneyim konularındaki hassasiyetle beraber bir yapının temel taşlarını oluşturmuştur. Singapur’da tek öğretmen yetiştirme kurumu vardır. Bu kurumun adı ise (NIE) Ulusal Eğitim Enstitüsüdür. NIE, Singapur’un yükseköğretim kurumları sıralamasında en prestijli üniversitelerinden Nanyang Teknoloji Üniversitesinin bünyesinde yer almaktadır. Burada yetişen öğretmenler, temel alan bilgisinin yanı sıra müzik, sanat ve matematik alanında da ileri düzeyde öğrenim görmektedir.
Ekonomik Başarı
Giriş kısmında belirtildiği gibi 20. Yüzyılın son çeyreğinde iştahlı ve çift haneli büyüme modellerine ulaşan Singapur, politik model olarak meritokratik bir yönetime sahiptir. Niteliğe ve liyakate dayalı bu sistemde kurumların kapsayıcılığı tartışılsa da işleyiş ve kurulu düzen donanımlı bürokratların elinde sürekli bir şekilde yükselmekte ve itibarını arttırmaktadır. Ülkede hukuk sistemine olan güven ve siyasi istikrar da yabancı yatırımcıyı ticari ve finansal faaliyetlerde kendisine çekmektedir. Ülkenin kozmopolit bir yapıya sahip olmasından dolayı mülkiyet haklarının korunumu ile alakalı sıkı denetimler yapılmakta, yerli ve yabancı yatırımcının varlıklarının korunmasına ihtimam gösterilmektedir. Özellikle ilk zamanlarda ucuz işgücünü de kullanarak verimlilik güdümlü bir büyüme modelini tercih eden Singapur, sıkı para politikası ve makroekonomik istikrarın başarılı yürütülmesiyle son 30 yılda imalatçı bir yapıya bürünmeye başlamakta ve inovasyon güdümlü büyüme modeliyle gelişmiş ülkeler kategorisi içerisinde yer almaktadır. İnovasyona verilen desteğin büyüme ile beraber kalkınmaya da pozitif yönlü etki göstermesi yalnızca Singapur’un değil, Asya Kaplanları’nın hepsinin eşzamanlı bir şekilde hızlı ve doğru büyümesine yol açmıştır. Singapur örneğinde ise diğer ülkelerden farklı olarak vergi yükünün fazlalığı ve devletin güçlü fakat yeri geldiğinde baskın yüzünü de gösterebiliyor oluşu göze çarpmaktadır.
“Asya Kaplanları” Modeli İstikrarlı Mı?
Her ne kadar büyüme rakamlarıyla ve bunu halka yansıtmalarıyla dünyada ilgi odağı haline gelseler de “Asya Kaplanları” örneği dünyada üzerinde uzlaşma oluşturabilmiş bir model değildir. Özellikle ilk zamanlarda yoğun ve ucuz işgücünün bu modelin temelini oluşturması “terli büyüme modeli” kavramı ile dünyaya tanıtılmıştır. Singapur’da kurucu liderin ölümünün ardından başa geçen çocuklarının ülkede zemin kaymasına yol açmaları ve nitelikli yönetim biçimine zarar vermeleri, ekonomik eşitsizlik makasını giderek açmaya başlamıştır. Hong Kong üzerindeki Çin baskısı ve Güney Kore ile Tayvan’da nüfus probleminin çözülememesi, geçmişteki başarıların üzerine bir tül örtmektedir. Bunlarla beraber Asya Kaplanları’nın önünde “ekonomik eşitsizliklerin genişlemesi, büyümenin refah getirmemeye başlaması ve ABD-Çin rekabetindeki stratejilerdeki sahiciliğin yitirilmesi” olmak üzere üç önemli sorun yatmaktadır. Bu sorunların çözümü için atılacak adımlar ve sorunun çözümünde alınacak netice münferit olarak Güney Asya’nın bu dört ülkesini değil, topyekûn bir şekilde “Asya Kaplanları” modelini ve modelin literatürdeki ömrünü ve yerini ilgilendirmektedir.
Comments