COP26: Dünya İklim Krizine Karşı Birlikte Mi?
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliğiyle Mücadele Çerçeve Sözleşmesi (BMİDMÇS) Taraflar Konferanslarının 26’ncısı (COP26), bu yıl Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson’ın ev sahipliğinde İskoçya’nın Glasgow şehrinde 31 Ekim-12 Kasım tarihleri arasında gerçekleşiyor. Aynı zamanda Paris Anlaşması’nın yürürlüğe girmesinin beşinci yılı olması dolayısıyla, anlaşmaya taraf ülkelerin bu yılki zirvede karbon emisyonu azaltma taahhütlerini yenilemesi gerekiyor. Zirvenin diğer bir hedefi ise iklim kriziyle mücadele fonu olarak 100 milyar dolar toplanması. Zirvede yer alacak yaklaşık 25.000 kişinin arasında ise Greta’dan DiCaprio’ya, Jeff Bezos’dan Al Gore’e kadar tanıdık isimler ve 100’den fazla dünya lideri bulunuyor.
ÜLKELER NEDEN TAAHÜTLERİNİ YERİNE GETİR(E)MİYOR?
1997 Kyoto Protokolü’ne taraf olmamış ülkeler ve hedeflerini yerine getirememiş ülkelerle beraber dünya, iklim kriziyle mücadelesinde daha önce başarısız olmuştu. 2015’te 197 ülke Paris Anlaşması ile tekrar denemeye karar verse de ülkeler hedeflerinin henüz çok gerisinde. Paris Anlaşması’na göre ülkelerin 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını %30 oranında azaltmaları ve 2050 yılına kadar ise “net sıfır” a ulaşmaları gerekiyor.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliğiyle Mücadele Çerçeve Sözleşmesi Yönetici Sekreteri Patricia Espinosa, zirvede yaptığı konuşmasında gelişmiş ülkelerin küresel rekabet ortamında birbirlerinin karbon emisyonu azaltma taahhütlerine göre pozisyon belirlediğine dikkat çekerek dünya liderlerini kendi ajandalarının ötesine geçerek iklim krizi için harekete geçmeye çağırdı.
Gelişmekte olan ülkelerin de karbon emisyonlarında gelişmiş ülkelerinin payının daha büyük olduğunu iddia edip harekete geçmemeleri konferansın hedeflerine ulaşacağına dair beklentileri düşürüyor.
Barbados Başbakanı Mottley de konuşmasında iklim kriziyle mücadelenin COVID-19 salgınıyla mücadeleye benzeyeceğinden duyduğu endişeleri dile getirerek iklim değişikliğine karşı en savunmasız ve yoksul ülkelerin adaletsizlikle karşı karşıya olduğunu söyledi.
ZİRVEDE ŞU ANA KADAR ALINAN KARARLAR NELER?
Ormanlar: Aralarında Brezilya, Türkiye, Rusya, Çin, Endonezya, ABD ve İngiltere’nin bulunduğu 100’den fazla ülke, 19 milyar dolarlık finansman vaat ederek 2030 yılına kadar ormansızlaşmayı sona erdirme ve verilen zararları tersine çevirme sözü verdi.
Metan gazı: 100’den fazla ülke metan emisyonlarını 2030 yılına kadar %30 oranında azaltma konusunda anlaştı. Çin, Rusya ve Hindistan gibi ülkeler ise katılmadı.
Kömür: 40’tan fazla ülke, kömür kullanımını sonlandırmayı kabul etti. Avustralya, Hindistan, Çin ve ABD dahil olmak üzere dünyanın kömüre en bağımlı ülkelerinden bazıları kabul etmedi.
İklim Kriziyle Mücadele Fonu: 2021 yılında hedeflenen 100 milyar dolarlık iklim fonunun yalnızca 80 milyar dolarlık kısmı bir araya getirilebilmişti. COP26 Başkanı Sharma, 2023 ve sonrası için hedeflenen miktarın toparlanabileceğini garanti ederek özel sektörün bu meblağı çok daha yukarılara çekmesi gerektiğini ekledi.
PEKİ COP26 HAYAL KIRIKLIĞI MI OLDU?
COP26’nın hemen öncesinde Roma’da düzenlenen G20 Zirvesi ardından yayınlanan deklarasyonda iklim değişikliğine karşı kararlı bir ortak uygulama planı bulunmaması zirve için beklentileri düşürmüştü.
Ayrıca karbon emisyonu salınımlarında çok büyük payı olan Çin ve Rusya devlet başkanlarının zirveye katılım sağlamaması ülkelerin kolektif bir şekilde iklim kriziyle mücadele edebileceğine olan inancı zedeledi.
Son olarak; gelişmiş ülkelerin daha fazla sorumluluk alacaklarını, iklim değişikliğine karşı daha savunmasız olan ülkelerin ise küresel çabaların artırılması gerektiğini zirvede tekrar söylemiş olması geçmişte uygulanmayan anlaşmalar nedeniyle umutlanmak için henüz erken olduğunu düşündürüyor.
Zirvenin sonucunda varılan Glasgow İklim Anlaşması’nda; kömür kullanımının azaltılması, ülkelerin emisyon azaltma planlarının gelecek yıl tekrar gözden geçirilmesi ve gelişmekte olan ülkeler için iklim kriziyle mücadele fonunun artırılması gibi önemli kararlar var. Ancak taahhütler, küresel sıcaklık artışının 1,5°C ile sınırlanabilmesi için yeterince ileri gitmiyor.
Anlaşmanın belki de en büyük başarısı kömür kullanımını azaltmayı hedefleyen tarihteki ilk COP anlaşması olması. Üstelik, bu anlaşmanın hafifletilmiş hali. Taslak metinlerindeki kömür kullanımının “aşamalı olarak sonlandırılması” taahhüdü, son anda Hindistan ve Çin’in itirazlarıyla “aşamalı olarak azaltılması” olarak değiştirildi. Bu değişikliğin üzerine özellikle iklim krizine en savunmasız ülkeler hayal kırıklıklarını ifade ederken COP26 Başkanı Alok Sharma da “çok üzgün” olduğunu belirterek anlaşmayı bir bütün olarak korumanın da hayati olduğunu dile getirdi.
Glasgow İklim Anlaşması:
Kaynaklar:
Comentários