Çinli Teknoloji Şirketleri ve Veri Güvenliği Soruşturmaları
Çin yakın zamanda ülkedeki teknoloji şirketlerini kontrol altında tutmak için çeşitli soruşturmalar başlattı. Ulus ötesi şirketleri ile gücünü topraklarının ötesine ulaştıran Çin’in soruşturma ve müdahale hamleleri ardı ardına geldi. Önce neredeyse tüm dünyada tek tıkla ticaret yapan Alibaba’ya Anti-Tröst Yasası kapsamında soruşturma başlattı. Ardından ülkenin en büyük mobil taksi uygulaması olan Didi şirketine yönelik siber güvenlik soruşturması başlattığını duyurdu. Çin’in Uber’i olarak bilenen Didi aynı uyarıyı almasına rağmen dikkate almadığı gerekçesiyle halka arz sonrası yoğun baskılara maruz kaldı, hakkında inceleme başlatıldı. Öyle ki uygulamanın sanal dükkânlardan kaldırılması dahi talep edildi. Çin Hükümeti ülkedeki diğer şirketlerin ABD’de halka arza açılmalarının önünde engeller koyarak halka arzların askıya alınmasını sağladı.
Z kuşağının vazgeçilmezi Tiktok’un sahibi olan ByteDance firması da halka arz hazırlığındayken Çin Hükümeti tarafından bir uyarı aldı. ByteDance’ın ABD’de şirket hisselerini henüz kim olduğu bilinmeyen yatırımcılara açması ve haliyle ABD kurumlarınca finansal ve verisel bir incelenmeye tabi tutulması Çin’i harekete geçirdi. Veri güvenliği konusunu ortaya atarak firmaya asıl odaklanması gereken yeri işaret etti. Uyarıyı dikkate alan ByteDance da yurt dışı halka arzı planını tamamen askıya aldı. Birbirine yıllardır rakip olan sosyal medya ve teknoloji şirketi Tencent ve Alibaba’ya bağlı Fintech firması Ant Group da aynı potada yer aldı.
Dünyanın en güçlü şirketleri listesinin daimi isimlerinin hükümetle yaşadığı bu tartışma kafalarda pek çok soru işareti oluşturuyor. Çin neden büyük şirketlerin önüne bu denli engeller koyuyor? Halka arzı bu kadar kontrol altında tutmanın asıl sebebi ne
Veri Güvenliğini Sağlamak
Her gün onlarca işlem yapan internet kullanıcıları, Alibaba, Facebook ve daha nice büyük şirketin aracı olduğu platformlarda hem eğleniyor hem de istediklerine ulaşıyor. Kişisel ve ticari bilgilerimizi bıraktığımız bu platformların bu bilgilere verdikleri isim veri. Verilerden yararlanarak kullanıcı davranışlarını belirliyor ve hatta yön veriyorlar. Ancak en önemlisi yeni teknolojilerin ve uygulamaların gelişmesi için fikirler elde ediyorlar. Öyle ki bu verileri toplamak ve biriktirmek hem Çin hem de ABD’li şirketleri küresel piyasalarda bugünkü konuma getirdi. Sadece algoritmaların güncellemesini sağlamakla kalmayan veriler, saklandıkları takdirde rakiplerinin algoritmalarının beslenmesini engeller ve pazardaki hâkimiyetin devamını sağlar. Veri akışının devamlılığının sağlanması gelecekteki inovasyonu garantileyerek rekabet etmenin en sağlam yoludur.
Çin’in veri sağlayıcı şirketlere müdahale etmesi ve düzenlemeler yapmasındaki en önemli itici güç de verilerin rakiplerine gitmesini önlemek ve güvenliğini sağlamak. Verilerin kendi veri merkezlerinde saklanmasını ve yurt dışına çıkmaması hedefleniyor. ABD borsalarında halka arz olmayı düşünen şirketler için veri güvenliği uyarıları ve bu şirketlere yönelik müdahalelerin sebebi de bu. Çin ABD’ de yükselişe geçen ve tüm dünyaya yayılmaya başlayan e-ticaret ve sosyal medya platformlarını kendi ülkesinde yasaklayarak hem kendi şirketlerini korumuş hem de dünyanın en büyük veri potansiyelini kendine saklamıştı. E-ticarette Alibaba ve sosyal medya hizmeti sunan Tencent de dünyanın en büyük nüfusunun ürettiği verilerle büyümüş ve ABD’deki şirketlere rakip olmuştu.
Bu verilerin büyüklüğü şu şekilde tanımlanabilir: ABD’deki her akıllı telefona karşı Çin’de 4 telefon daha var. Çin’in şirketleri bu veri akışını en hızlı şekilde başka alanlara da taşıdı ve büyük bir teknolojik boşluğun olduğu finans sistemine yönlendirdi. Ülkedeki en büyük kullanıcı verilerine sahip bu şirketler bankalardan bile daha başarılı oldular. Teknolojik bir şekilde finansal hizmet sunan Fintech pazarının %95’i Alibaba ve Tencent’e ait. Dünyanın en fazla cep telefonuna sahip ülkesinde mobil ödeme altyapısını kurdular ve ABD’den 50 kat daha fazla mobil ödeme işlemi gerçekleştirdiler. Öyle ki Mobil ödeme verileriyle birlikte alışveriş verileri ve sosyal medya verileri birleştiğinde bankalardan daha güçlü bir kredilendirme sistemine sahip oldular. Hem e-ticaret hem sosyal medya hem de finans sektöründe yer alan bu şirketler ülkenin tekelleri haline geldiler. Sahip oldukları veri gücünün dışarıya aktarılması ve küresel bir mekanizmanın olmaması Çin’i ülke içinde bir dizi müdahaleye ve yasa yapmaya mecbur bıraktı. 2017 yılında Siber Güvenlik Yasası, Eylül ayındaki Veri Güvenliği Yasası ve1 Kasım’da yürürlüğe girecek olan Kişisel Bilgilerin Korunması Yasası da bu uygulamaların ve amaçların bir tezahürü. Gelecekte büyük bir pazara sahip olacak olan akıllı araçlar için ise Sanayi ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı bir yönerge yayımlayarak önlem alma ihtiyacı hissetti. Kullanıcı ve araç verilerini dışarı aktarmak isteyen firmaların öncelikli olarak veri güvenliği incelemesinden geçmesini zorunlu kıldı. Araçların otonom sürüş yazılımını yükseltmeden önce de Bakanlığın onay vermesi zorunlu hale gelecek. Çin artan gelir adaletsizliğine rağmen şirketlerin vahşice büyümesini desteklerken tekellerin kontrolünü sağlamakta zorlanacağını düşünmüş müydü bilinmez ancak gelecekte bu sorunu yaşamamak adına çözüm arayışında gibi görünüyor.
Tekelleri Kısıtlama ve Orta Sınıfı Güçlendirme
Pazardaki tüm verileri toplayan ve bu bilgileri sermaye sahipleri ile paylaşmak isteyen şirketler, gelecekteki teknolojik ilerlemenin anahtarını da kendi ellerinde tutuyor. Hem bilgileri hem geleceği ellerinde tutan ve dünyadaki çoğu ülkeden daha zengin olan bu tekellerin gücü hükümeti tehdit etmeye başladığında uzun vadeli planlar için yasal müdahaleler düşünülüyor. Tekelleşme ile mücadele ve orta sınıfın güçlenmesi ile zenginlik tabana yayılacak ve üretim mekanizmalarını daha dengeli hale getireceği fikri gündemde. Çin Komünist Partisi’nin yayın organlarından Global Times’daki, “Çinli düzenleyiciler büyük şirketlerin piyasada hâkimiyet kurmasına ve fahiş karlar elde etmesine izin vermeyecek.” şeklindeki açıklaması da bu okumanın bir sonucu. Daha önce büyüme için göze aldığı gelir dengesizliği büyümenin azalması, ABD ile rekabetinin artması ve tekellerin ulusal güvenliği tehdit ettiği düşüncesiyle Çin’i orta sınıfı güçlendirme stratejisine itti. Çin Devlet Başkanı Şi Cingping’in ifade ettiği yeni kalkınma planıyla bu strateji üç sac ayağı üzerine kurulu: Ulusal güvenlik, gelir adaletsizliğinin giderilmesi ve orta sınıfın güçlendirilmesi. Bu bağlamda Çin “ortak refah ilkeleri” veya “orta sınıf insanların hem tüketici hem de işçi rollerinde gözetme” yollarına başvuracağını belirtiyor.
Çinli Şirketlerin Değeri Düşüyor
Müdahalelerin serbest piyasa ekonomisindeki ve küresel ticaretteki etkileri ise kaçınılmaz. Devlet müdahalelerine hiç de sıcak bakmayan Neoliberal dünyada Çinli teknoloji şirketleri çoktan değer kaybetmeye başladı bile. Şirketler şubat ayından itibaren toplam 200 milyar doların üzerinde değer kaybetti. Son 10 yılda ABD’deki halka arzlardan yaklaşık 76 milyar dolar gelir elde eden Çinli şirketler Wall Street ile aralarının bozulması riski ile karşı karşıya. Ancak piyasanın dengesini bozma suçlamalarıyla karşılaşan Komünist Parti, Tekellerin piyasa ekonomisinin büyük bir düşmanı olduğunu ve düzenleme yaparak kalkınmayı desteklediklerini belirterek müdahalelerine devam edeceği sinyalini verdi. Düzenlemelere ve soruşturmalara maruz kalan Alibaba ise verilen cezaları şirketleri uyaran ve harekete geçiren bir hizmet olarak ifade ederek müdahaleleri kabul ettiğini ilan etti. Bu açıklamanın Alibaba’nın kurucusu Jack Ma ‘nın üç ay ortadan kaybolması, şirket hakkında istismar iddialarının gündeme gelmesi gibi olaylarla aynı dönemde gerçekleşmesinin tesadüf olup olmadığı sorularını sorduruyor.
Kaynaklar
https://www.cnbc.com/2021/07/05/china-tech-crackdown-focuses-on-data-after-didi-probe-.html
https://www.ft.com/content/baad4a14-efac-4601-8ce4-406d5fd8f2a7
https://time.com/6048539/china-tech-giants-regulations/
The Chinese government embraces tech industry competition
Kommentare